Mahalle kavramının sözlük anlamı; bir yere yerleşmek, konmak olan “hall” kökünden türetilen, geçici bir süreliğine veyahut devamlı olarak yaşamak için bir grup hanenin bir araya gelerek oluşturduğu küçük idari yerleşim birimi (yaşam alanı)’dir. Gündelik hayatın, sosyalleşmenin, komşuluğun, dayanışmanın, yardımlaşmanın, dedikodunun, muhabbetin, aynı zamanda ayrılıkların, çatışmaların, anlaşmazlıkların da olduğu yerdir mahalle. Bu yüzden mahalle, insan ilişkilerini anlatmada son derece önemli bir mekândır.

Mahalleler bizim için, kendi medeniyetimizin geçmişten geleceğe taşındığı, delisiyle, velisiyle, üç aşağı beş yukarı yaşanan ve yaşatılan yerel taşıyıcı mekânlardır. Bir tarafta yitip giden zamana el sallanırken, acılar ve sevinçlerin bütün yönleri yüreklerde hissedilirken, öte yanda yeni günün heyecanı ve coşkusunun yüreklerde yeşerdiği, paylaşıldığı, kucaklandığı yerlerdir.

Aslında yitip giden mahalle mi yoksa değerlerimiz mi?
Osmanlı mahallesinde sınıf ve statü ayrımı gözetilmeksizin gerçekleştirilen yerleşim planı, sosyo-kültürel ilişkilerin daha sağlam ve kalıcı olmasına neden olmuştur. Nitekim bir kadı ya da paşanın konağının karşısında, sıradan bir vakıf kuruluşunun kâtibinin aşı boyası renginde boyanmış, cephesi kireçle badanalanmış, kapı pencere çerçeveleri koyu mavi aşı boyalı küçük evi, ilmiye sınıfından bir efendinin saray gibi evinin yanı başında mahalle suyolcusunun kulübesi bir arada bulunmuştur. Mahalle halkı birbiriyle her gün karşılaşır, statü farklılıklarına rağmen iletişim içinde olurlardı. Bu açıdan bakıldığında mahalle ahalisi birbirini tanıyan, birbiriyle dayanışma içinde olan ve aynı zamanda gerek tüzel gerekse kurumsal olarak birbirini denetleyen bir idari birimdir.

Bey Mahallesi, Gaziantep’in Şahinbey İlçesinin il merkezinde kurulan bir mahalledir. Atatürk, Tufan Hamamı ve Eyüpoğlu gibi ticaret alanları tarafından çevrelenmiştir. Kuzeyden mahalleye girişte ise kafeler, geleneksel Antep evleri, sinema binası, sonradan yapılan apartman (konut alanı) ve diğer alanlar bulunmaktadır. Mahallede yer alan taş yapıların özgün bir mimariye sahip olması dışında, mahallenin Antep Savunmasına tanıklık eden bir yer olması mahallenin tarihe tanıklık eden önemli bir konuma sahip olduğunu göstermektedir.

Yüksek sesli çalınan türküler bir dönemin ince zevklerine ihanet eder nitelikte olsa da, bu güzel binalarda geceleri bir arada toplanıp ”meşk” gecelerinde “haşıl ve zello türküsü” dinlemek sıra gecelerinin vazgeçilmezlerindendir. Buram buram tarih ve kahramanlık kokan bu mekânlarda, damak tadınıza uygun Antepfıstığı yabanisi melengiç ağacından toplanan taze çekilmiş melengiç kahvesini yahlar ve zılgıtlar eşliğinde içerek ya da yöresel ev yemeklerini yerken bu kültürü yaşayabilirsiniz.

Kuşaklar boyu bir ömür burada yaşamış gelin gelmiş, damat olmuş, çocukları burada doğmuş birçok mutluluklarını ve hüzünlerini bu evlerde yaşamış insanlar Gaziantep’in tüm geleneklerini benimseyerek göç edinceye kadar bir arada yaşamış-yaşatmış ancak modern binalara taşındıktan sonra bu evler hala tarihi dokuyu muhafaza etmiştir.

Bey Mahallesi adını Sancak Beyi’nden mi aldı?
Gaziantep’te, insanlar birbirleri ile ilk tanıştıklarında kimlerdensin hangi mahalledensin diye sorarlar ve böylelikle hem tanışmış hem de kişi hakkında ayrıntılı bilgi almış olurlar.

Mesela; Antepli Mamdeli ammi yolda gördüğü gaça gaça geden Hattuç gıza haa mallelisin, kimin gızısın, nere gidiyndey, Hattuç: Sıçirtiydin beni ammi, bu ne kelle… aha şoorda böyük anam var, iki sıkım küfte yorduyduk yisindey ona da götürüym… haste gendi gazan gaynatamiy… aaa şoorda köyün girişindeki hayatlı ev… anlatısı Gaziantep’te hala kulaktan kulağa fısıldanmaktadır. Gaziantep’in eşsiz ve buram buram tarih kokan tarihi mahallelerinden Debbağhane (Tabakhane), Şehreküstü, Kozanlı, Eyüpoğlu, Eblehan, Tışlaki, Çukur, Karagöz, Düğmeci, Seferpaşa, Yaprak, Türktepe (Kürttepe), Yazıcık, Karatarla, Alaybey, Şahveli, Boyacı, Kozluca, Tahtani, Kanalıcı, Zincirli, Bekirbey, Kepenek, Kılınçoğlu, Suyabatmaz, Şekeroğlu, Gündoğdu, Bostancı, Akyol (Ağyol), Kırkayak, Tepebaşı ve konu başlığımız olan Beg (Bey) gibi eski mahallerinden olmak şehrin yerlisi olmaya en büyük delildir.

Ayıntab’da sancakbeyinin ikamet ettiği yönetim binası Alleben Deresi yakınındaydı. 13 Cemaziye’l-evvel 1004 / 14 Ocak 1596 tarihli sicil kayıtlarında “Bey Sarayı” yakınında bulunan değirmenin icara verilmesinden bahsedilmiştir. Bu değirmen, Bey Camii ve Bey Hamamı yanındaydı. Bu bilgiler dikkate alındığında günümüzde Şahinbey ilçesi Bey Mahallesi’ndeki Çınarlı Camii (XVI. yüzyıldaki adı Bey Camii) yakınlarında beylik sarayının bulunduğu anlaşılmaktadır. Burası XVI. yüzyılda şehrin merkezi değil, daha çok dış kesimine doğru bir alan idi. (Çakır, 2015, s. 59-60) Cemil Cahit Güzelbey, XVII. Yüzyılda Bey Mahallesi’nde Çınarlı Camii diye adlandırılan Bey Camii yakınlarında sancak beyi konağının olduğunu ifade etmiştir. Bu bilgiler ışığında baktığımızda Bey Mahallesi, Bey Hamamı ve Bey Camii, adını mahallede ikamet eden Sancak Beyi’nden almıştır. Bey Camii’ni XVI. yüzyılın ilk yarısında Sancak Beyi’nin yaptırdığı bazı kaynaklar ile örtüşmektedir. Asıl adı Bey Camii olan şimdiki Çınarlı Camii, 1553’ten önce inşa edilmiş, Fransız işgaline karşı yapılan Antep müdafaasında büyük hasar gördüğünden 1950’lerde Bey Camii/Çınarlı Camii tekrar yapılmıştır.(Çakır, 2015, s.78)

Tahrir defterlerine göre Ayıntab şehri; 1536 yılında 24, 1543 yılında 29, 1574 yılında ise 32 mahalleden meydana gelmekteydi. (Çakır, 2015, s. 119)

Bey Mahallesi, taş yapılar, avlulu ve konak tipi evlerin bulunduğu, sokakları yüklü bir devenin geçeceği genişlikte, Osmanlı döneminde genellikle Ermeni mahallesi olarak anılan fakat Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Ermenilerin ülkeden ayrılmasıyla birlikte Gaziantep’te yaşayanların yerleştiği bir mekân olmuştur. (Tacirli, 2017, s. 71)

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Gaziantep’i 1671 tarihinde ziyaret ettiğinden bahsetmiş ve şehri “Şehrin sokak başında kale gibi kapılar vardır. Her gece sokaklarında kandiller yanar” diye tanımlamıştır. Küçük bir tepecik üzerine kurulan Bey Mahallesi’nin beş çıkış dehlizinin girişleri büyük kapılarla tutulmuştur. Bunlardan birisi Kayacık Sokağı girişidir. Bu kapılar güvenlik nedeniyle akşamları kapatılır, eğer bir kişi biraz geç kalmışsa parola sorulur, bilmezse mahalleye alınmazdı. İçeri alınabilmek için içeriden bir başka mahalle sakininin kefil olması gereklidir. (Bozkurt, 2016, s. 36-37)Temizliği, düzeni, büyük konakları, burasının bugünün deyimiyle lüks bir semt olduğunu gösteriyor. Şehrin zenginlerinin toplandığı bu mahalle o zamanın kent merkezi sayılan kale çevresine yürüyüş mesafesinde bulunmaktadır.

Hoşgörün’ün Somut Adı: Bey Mahallesi

  1. yüzyılda, misyonerler ve batılı devletlerin konsolosluklarıyla yakın ilişki içine girmiş olan Ermenilerin şehrin zanaat ve ticari hayatında ağırlık kazanmaya başladıkları ve ekonomik seviyelerinin arttığı görülür. Yapılan son araştırmalara göre Gaziantep kentinde siyasi olayların başlamasıyla mahalleler dini gruplara göre ayrışmıştır. Nitekim Gaziantep’te nüfusun mekânsal dağılımına bakıldığında, herkesin kendi ibadethanesi çevresinde yoğunlaştığını ya da nüfusun yoğunlaştığı alanlarda ibadethane yapıldığını söyleyebiliriz. Pek çok kaynağa ve yerel sözlü anlatılara bakıldığında, Hıristiyanlar, şimdiki Hürriyet Caddesi’nin batısındaki mahallelerde, özellikle Tepebaşı, Bey mahalleleri (Hanifioğlu Sokak, Tepe Sokak, Noter Sokak, Kayacık Sokak ve Eski Sinema Sokakları gibi); Yahudiler ise Ömeriye ile Handan Bey Camileri arasındaki bölgede bulunan havra (sinagog) ve çevresinde yaşamaktaydı. Ancak bu topluluklar belli mahallelerde kümelenmiş olmakla birlikte, ekonomik ve sosyal hayatta Türklerle aralarında keskin bir ayrışma bulunmamakta ve pek çok mahallede Türkler ile Ermeniler ve Yahudilerin yan yana kapı komşu olarak yaşadıkları bilinmektedir.

Bununla beraber Müslüman Türk olan Ayıntab’da 1543 yılında 29 mahalleden sadece birisinde yaşayan Ermenilerin nüfus içindeki oranı % 1’i geçmiyordu. Zaman içinde ana dilleri olan Ermeniceyi dahi unutarak Türkçe konuşup Türkçe dua ediyor, (Bozkurt, 2016, s.35) ve birbirlerinden senet dahi almaksızın güven içinde alış veriş yapabiliyordu (Özlü, 2004). Bey Mahallesine çok yakın olan Meryem Ana (Saint Mary) Kilisesi, Kendirli Kilisesi, Aziz Bedros Kilisesi ile Bey Cami (Çınarlı Camii) ve Eyüboğlu Camii bunu kanıtlayan yapılardır. 1800’lerin ikinci yarısından itibaren Ermeniler, Bey Mahallesinde büyük konaklar yaptırmışlar ve mahallede kültürel açıdan zengin bir mimari miras bırakmışlardır.

Taş Konak ve Müzeleriyle Çok İşlevli Bir Mahalle: Bey Mahallesi
Gaziantep’te gezilecek yerlerin başında gelen tarihi Bey Mahallesi, her sokakta bir müze, her adım da bir tarihi barındırmaktadır. Rastgele gireceğiniz bir avlunun bir müze veya tarihi bir bina olma olasılığı çok yüksektir. Mahallede yaşayan biri evinin penceresinden bakarken müzelere gelen onlarca insanı izleyebilir veya evinin kapısı açıksa avluda bir turistle karşılaşabilir.

Herkesin anılarını hatırlayacağı, gezmesi oldukça keyifli ve sizi alıp geçmişe götüren Gaziantep Oyun ve Oyuncak müzesi ve hemen yanı başındaki Gaziantep Atatürk Anı Müzesi görülmeye değer güzellikte yerlerdendir.

Bir dönem Hasan Süzer Etnografya Müzesi olan Antep’in eski kent dokusunun en iyi görülebildiği, Bey Mahallesi Hanifioğlu Sokak’ta yer alan bu Antep evi şimdilerde film stüdyosu olarak kullanılmaktadır. Bu evin de restorasyonunun yapılarak müze olarak turizme kazandırılması elzem bir husustur.

Görülmesi gereken bir diğer müze Ali İhsan Göğüş (Türkiye’nin ilk Turizm ve Tanıtma Bakanı) ve Gaziantep Araştırmaları Müzesi’dir.

Bey mahallesinde Kimya evi diye anılan muhteşem bir ev vardır. 1856 yılında Ermeni sarraf Nazaretyan tarafından yaptırılan bu ev bir dönem İran Ticari Konsolosluğu olarak kullanılmış. Kurtuluş savaşından sonra yeni bir serüvene başlamış. Bir dönem jandarma karakolu olmuş. Son sahiplerinden Abdullah Kimya’nın ismiyle adlandırılmıştır.

Bey mahallesinin bir başka görülmesi gereken evi de Cenani Konağı’dır.(Ali Cenani Çiftçi, iktisatçı, siyaset ve devlet adamı, D. 1872 – Ö. 5 Aralık 1934) Aynı aileden gelen mirasçısına ait ev son derece bakımsız durumda iken Gaziantep Üniversitesine verildikten sonra restorasyonu yapılarak halkımıza kültür merkezi olarak hizmete başlamıştır. Gerek mimarisi gerekse iç süslemeleriyle önemli bir yapıdır.

Mahallede yeniden kazanılan yapılardan birisi 1860-1883 yılları arasında Amerikan Kız Koleji olarak eğitim veren, günümüzde KUDEB (Koruma Uygulama Denetim Bürosu) ve Tarihi Çevre Koruma Şubesi çalışma mekânı olarak kullanılan bir yapıdır. Bu yapı Cumhuriyet döneminde Fatih Sultan Mehmet İlkokulu’na dönüşmüştür. (Karabeyeser ve Karadayıyenice s.96)

Bey Mahallesi; Gaziantepli hemşerilerimizin, sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının sahip çıkması gereken kültürel bir mirastır.

Paylaş: