GAZİANTEP’İN KURTULUŞ BAYRAMI (25 ARALIK 1935)
Türk basın tarihinde seçkin bir yere sahip olan Zeynelabidin Daver (1886-1954) seçkin meslek yaşamında tarih, kültür, basın ve denizcilik alanında birçok yazı kaleme almış önemli bir kişiliktir. Yazar 1935 yılında Gaziantep’in “tek başına bir devletle harbeden kahraman bir Türk şehri” olduğuna vurgu yapan bir yazı kaleme almıştır. Bu çerçevede onun tespitleri özetle şu şekildedir:
Gaziantep müdafaası Türk’ün kahramanlıklarla, zaferle dolup taşan tarihinde bile, bir güneş gibi parlar. Milletler vardır ki manen ve maddeten bitkin bir düşmana karşı, burunları kanamadan yaptıkları yürüyüşleri, zafer diye göklere çıkarırlar; çünkü kahramanlık bakımından fakirdirler. Buna karşı biz Türkler kahramanlığı, zaferi öyle kanıksamışız ki, Gaziantep müdafaası gibi bir “şehâmet harikası” ile bile övünmeğe lüzum görmeyiz. Bunda haklı olsak bile Gaziantep müdafaasını bilmemeğe ve bildirmemeğe hakkımız yoktur.
Gaziantep müdafaası nedir bilir misiniz?
Gaziantep’in yaptığı kahramanlıkları bilir misiniz?
Gaziantep’in çektiklerini bilir misiniz?
İçimizde bilmem kaç bin sene evvelki Truva muharebesinin yarı efsane olan tarihini bilenler çoktur da Gaziantep müdafaasını bilenler pek azdır. Hz. Ali’nin kapılarını kopardığı Hayber Kalesi fethinin hikayesini belki her köyde bulabilirsiniz fakat Gaziantep müdafaasını belki de Gazianteplilerden başka kimse bilmez. Çünkü bu, Gazi Türk şehrinin kahramanlık maceraları bütün tafsilatıyla yazılmamıştır. Sultan Aziz’in intiharını, Sultan Hamid’in sarayını, İttihat ve Terakki’nin iç yüzünü aylarca hatta yıllarca yayınlayan gazetelerimiz ve bunları üşenmeden yazan sayısız yazarlarımız vardır da Gaziantep müdafaasının kahraman Türk’ü bile hayrette bırakan kahramanlıklarını yazanlar iki üç kişiden ibarettir. Eğer Gaziantep müdafaası başka bir memlekette olsaydı, onun için yüzlerce kitap neşredilirdi, mektep kitapları bu müdafaaya ait güzel edebi parçalar, şiirlerle dolardı.
Gaziantep müdafaası hakikaten baştan aşağı bir kahramanlık menkıbesidir.
Gaziantep tek başına bir devletle harbeden bir şehirdir.
İstiklâl savaşımızın sıklet merkezi Garp cephesinde, Yunanlılara karşı olduğu için bizim oradan ayrılamayan gözlerimiz Gaziantep’in yaptıklarını görmemiştir. Fakat artık bugün oraya bakmak ve o kahramanlıkları görmek, onlarla iftihar etmek Gaziantep’i gelecek nesillere bir örnek, bir misal, bir timsal olarak göstermek vazifemizdir.
Atatürk’ün Türk gençliğine yaptığı hitabede söylediği sözler vatan edebiyatı bakımından hakikaten bir şaheser olup, bu sözleri söylerken Atatürk sanki “Gaziantep” müdafaasını düşünmüştür. Atatürk’ün maziden ve İstiklâl Harbi’nden alıp istikbale atfettiği bu sözlerin hepsi Gaziantep müdafaasının bir hulasasıdır, denilebilir.
Bu kahraman şehir kendisine verilen Gazi unvanını temiz kanını dökerek kazanmıştır.
Yorum Yap