GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI FATMA ŞAHİN’İN GÖZÜNDEN MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI
O çok başka, çok özel bir insandı!
Beklenmedik şekilde aramızdan ayrılan ve herkesi derin üzüntüye sevk eden, yaşamı boyunca derin izler bırakan bir ilim adamıydı rahmetli Mehmet Bedri İncetahtacı… Siyaset üslubu ve birleştirici özelliğiyle herkesin benliğine kazınan, konuşması ile derin etkiler bırakan, yardımsever, gönül insanıydı Bedri Hoca… Ölümünün üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen hafızalardan silinmeyen konuşmaları ve cesaretiyle kalplerdeki yerini koruyor…
“Her insanda başka bir güzellik vardır… Dört beş önemli özelliğin tek bir vücutta birleşmesi de çok olası değildir” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, duygularını “Bedri Hoca’nın birleştirici özelliğini ve duruşunu taşıyan birileri şu anda var, diyemiyorum. Hep onun gibi olmaya çalışıyorum ama çok zor. O çok başkaydı. Çok özel bir insandı…” sözleriyle başladı anlatmaya.
Başkan Fatma Şahin ile Kübbiye dergimizin kapak konusu olan M. Bedri İncetahtacı’yı konuştuk… Zaman zaman duygulanan Başkan Şahin, çok yalın bir dille anlattı İncetahtacı’yı…
“SÜREÇ – MÜCADELE – GAYRET – İNANÇ”
İşte Sayın Fatma Şahin ile röportajımız:
- Mehmet Bedri İncetahtacı, önemli bir ilim insanıydı. Ölümünün üzerinden 21 yıl geçti ama hala konuşulan bir isim. Nedir, sizde uyandırdığı his?
Fatma Şahin: İnsanoğlu doğar, yaşar ve ölür. Bu hayatın kanunu ama geriye ne eser bıraktığı önemli insanın. İnsanlar senin ismini anınca ne düşünüyor sorusunu çok önemsiyorum. Özellikle alanda yıllardır hizmet vermiş birisi olarak rol modellere baktığımda bunun için en iyi model olarak Bedri İncetahtacı’yı görüyorum. Bedri İncetahtacı, elbette bir siyaset adamıydı ama bunun yanında bir o kadar da toplumu birleştirme adına rol model oldu, önderlik yaptı bizlere… - Bedri Hoca örnek alınan bir insandı… Bu konudaki görüşleriniz nedir?
Fatma Şahin: Bedri Hoca’mızı, ben ve eşim Sanko’da mühendislik yaptığımız dönemlerden tanıyorduk; 90’lı yıllardı. Genç mühendisler, her cuma bir araya gelip namaz için hangi camiye gideceklerini konuşur, sonra da Bedri Hoca hangi camide ise oraya giderlerdi. Çünkü Bedri Hoca’nın cuma sohbeti ve hutbesi genç mühendisleri acayip etkiliyordu; ayrıca verdiği hutbelerde iyi bir hitabeti de vardı.
İyi bir hitabetin içi doldurulmazsa, bilgi donanımı içinde olmazsa, yaşanmazsa, samimiyet ve inanç olmazsa yüzeysel kalır. Dinleyici onu hisseder… Samimiyeti hisseder… Hutbe bittikten sonra ‘sende ne izler bıraktı, sana ne verdi’ sorularının karşılığında yüreğinde bir şeyler hissetmen gerekir. Genç mühendisler o dönemde Bedri Hoca’dan o mesajları aldılar. - Bedri İncetahtacı, 1999 yılının Nisan ayında ikinci kez Meclis’e girdi. O dönemde neler yaşandı?
Fatma Şahin: Bedri Hoca, seçimde döneminde Fazilet Partisi’nden aday iken biz sandık görevlisi olarak görev aldık. Gittik, sandıkları bekledik. O dönemler zor dönemlerdi. Bedri Hoca, o şartlarda vekil oldu. Toplumda çok enteresan bir terazi vardır. Toplum, karşısındaki şahsiyete güven duymak istiyor, ondan emin olmak istiyor ve ona göre oy veriyor. Bu millet, çok necip bir millet… Günü ve zamanı geldiğinde tartıp biçiyor ve ona göre doğru kararı almaya çalışıyor. İşte Bedri Hoca bu duygu ve düşüncelerle Parlamentoya taşındı, Gaziantep’i temsil etti.
Bedri Bey’in diğer partililerle ilişkileri sıcaktı. Birleştirici özelliği orada da kendini göstermişti ve çok önemli kurumlarda, komisyonlarda görev aldı. Bazıları o komisyonlara bile girmeye cesaret edemezken, o cesaretle komisyona girdi, başkan yardımcılığı ve sözcülük yaptı. Toplumu bilgilendirme adına karanlık noktalardaki ilişkileri açığa çıkaracak çalışmalar yaptı, büyük cesaret gösterdi. İnsanlar onun o tarafını da çok sevdi. - Bedri Hocayı arayan, onu kütüphanede bulurmuş. Doğru mu?
Fatma Şahin: Evet… Parlamentoda Meclis kütüphanesi vardı. Biz Bedri Hoca’yı aradığımızda bize, kütüphaneye bakın, derlerdi. Gidip baktığımızda ise onu orada bulurduk. Çünkü onun için boş zaman diye bir şey yoktu; faydalı zaman vardı, ilim zamanı vardı. Sürekli kitap okuyarak kendini geliştirirdi ve bu gayretleri sayesinde farklı bir insan olmayı başardı. - İncetahtacı ile anınız var mı?
Fatma Şahin: Bedri Hocanın çok ciddi sohbetlerini dinlemiş ve bundan ziyadesiyle istifade etmiş birisiyim. Çok uzun konuşmazdı ama çok kısa konuşmalarında bile çok etkili mesajlar verirdi.
Aslında en etkili konuşma şekli budur bence. Çünkü insanların bir dinleme kapasitesi vardır. Bu sınır aşıldığı zaman insanlar dinleyemiyorlar. Çok önemli mesajları kısa sürede verebilmek ise yetenek, kabiliyet ve bilgi istiyor; Bedri Hoca’da ben bu birikimi görüyordum. Mesela, ödül törenlerinde herkes bir şeyler söylüyordu ama O, başka bir şey söylüyordu; herkes 30 dakika konuşuyordu O, 3 dakika. Kişinin 30 dakikada veremediği mesajı O, 3 dakikada veriyordu. Benim için o da çok öğreticiydi. - Seçim çalışmalarında dikkat çeken bir isim olmuş. Bu konudaki görüşleriniz neler?
Fatma Şahin: İnsanların derdini dinleyen ve onlarla empati kurabilen bir isim…
Bir gün bir konuşmasında anlatmıştı. Seçim kampanyası başlamıştı. Gaziantep çok göç alan bir şehirdir. O, özellikle göç alan bölgelerdeki kahveleri tercih edermiş. O dönemde, temsil ettiği partinin bir adayının gidip de kendi başına konuşmasına izin verilmezdi. O sırada çok çetin ve zor mahalleler vardı. Bırakın o mahallelerden oy çıkarmayı, gidip konuşmak bile cesaret isterdi. Oraya gittiği zaman ‘Bu kim, niye geldi’ diyenler 5 dakikada sonra ‘Ya bu adam doğru söylüyor, bunu dinlememiz lazım’ diye konuştuklarını anlatırdı. Çünkü O, topluluğa verilecek mesajı doğru veriyordu. Mesela oraya gittiği zaman “Her zenginin ekmeğinde fakirin hakkı vardır” şeklinde konuşmaya başladığında insanlar “Benim bir derdim var ve bu beni anlıyor, benimle empati kurabiliyor” derdi. Ben 18 yıldan beri alandayım, her topluluğun bir dili vardır. Her mahallenin, her grubun bir dili vardır. Siz, o dile uygun mesajı vermezseniz ne dinlenirsiniz, ne de bunun bir karşılığı olur.
Bedri Hocanın o çetin zamanda, o en zor zamanda önyargıları kırıp kendini dinletebilen, mesaj vermeyi bilecek kadar da empati kurabilen başarılı bir duruşu vardı. - Çok acı bir şekilde, genç yaşta hayata gözlerini yumdu Bedri Hoca…
Fatma Şahin: Maalesef… Çok acı bir şekilde hayata gözlerini yumdu…
Malını birine bırakman gerektiğinde güvenecek kişi arandığı zaman Bedri Hocaya gidilirdi. Bu o kadar önemli ve kıymetli bir şey ki…
Bu değerler üzerinde bir yaşam belirliyorsunuz ve çok acı bir şekilde de vefat ediyorsunuz. Toplumun beklemediği bir anda, toplum ondan daha çok şey beklerken hem de… Ama her canlı ölümü tadacak, Râbbimin yaptığı her şeyde bir hikmet vardır ki onu yanına aldı. Ben inanıyorum çok güzel bir yaşantısı oldu, çok güzel mesajlar bıraktı. - Ölümü sizde nasıl bir etki bıraktı?
Fatma Şahin: Ölümünden sonra hayırla yâd edilmek çok önemlidir. Ölümünden çok etkilenmiştim. Çünkü hiç beklenmedik ve çok ani bir ölüm olmuştu.
Onun adına bir takvim basılmıştı; hiç unutmuyorum. Sanko’daki odama bu takvimi asmıştım. Bir gün patronlarımızın çocuklarından biri, “Bu takvimi buraya niye asıyorsun?” diye sordu. Ben de, “Hocaya bakınca ölümü hatırlıyorum, ölümden alınması gereken dersleri… O takvime bakınca üzüldüğüm şeylerin çok da önemli olmadığını, sevindiğim şeylerin de çok önemli olmadığını; iyi insan olmak gerektiğini ve arkadan hayırla yâd edilmek gerektiğini hatırlıyorum” dedim… Uzun süre o takvim odamda kaldı.
Onu hakikaten özlüyoruz ve hayırla yâd ediyoruz. Her canlı ölümü tadacak. Râbbimden, onun gibi hayırla anılacak işler yapmayı nasip etmesini diliyorum. Allah kendisinden razı olsun, cennetinde buluştursun. O, çok başkaydı. Çok özel bir insandı… - Bedri Hocanın sivil toplumla ilgili önemli çalışmaları oldu. Şu anda aynı çalışma var mı?
Fatma Şahin: Sivil toplum kuruluşları demokrasinin en önemli ayaklarındandır. Her yönetimde bir iktidar vardır. Ama bir sivil toplum ne kadar güçlüyse o ülke o kadar güçlü demektir. Hoca, farklı fikirlere ne kadar önem verdiğini bizlere gösterdi. Sivil toplum, bağımsız ve tarafsız çalıştığı zaman çok büyük bir sigortadır. Onun gücünü, bize inandığını gösteriyor. “Ben dedim, oldu!” anlayışı değil, birlikte rahmet vardır. Bir sivil inisiyatifin şehir için ne kadar kıymetli olduğunu söylüyordu, Bedri Bey. Biz bunu şimdi söylüyoruz ama bunu 90’lı yıllarda yapmak bir vizyon, bir inanç istiyordu.
Hocanın üslubunda o kadar nezaket, zarafet, incelik, içerik vardı ki… En zor konularda bile mevzuyu karşı taraf ile incitmeden paylaşır, kırmadan dökmeden öyle bir ayarlardı ki; bu da ona başka bir ayrıcalık katıyordu. Onun bu özelliği sivil toplum açısından da çok önemli idi. Bedri Hoca’larla devam eden bir silsile var… Bize düşen şeyde onların getirdiği yerden ileriye taşımak. Güçlü kodlarını çocuklarımıza ve geleceğe taşımak… - Bedri İncetahtacı’nın birleştirici yönüyle ilgili görüşleriniz nelerdir? Fatma Şahin: Çok karanlık bir noktadan aydınlığa yürüyen bir insan. Hocanın o gün verdiği demeçlerin bugün ete kemiğe büründüğünü görüyoruz. Elbette sorunlar var ama o günün Türkiye’sinde yaşanan sorunlardan bugün çok daha farklı sorunlar var. Mesele; bu sorunları iyi analiz edip sorun çözme kapasitesini yüksek tutmak ama o gün, o mücadele verilmeseydi bugün bunları konuşamazdık. Bir süreç var, bir mücadele var, bir inanç var, bir gayret var… Bunun sonunda gelinen nokta var. Dolayısıyla, Hoca’nın o gün verdiği mücadeleden bugün farklı bir noktadayız ama daha da iyi olmayız. O bizden çok daha iyi işler yapmamızı isterdi. Ondan aldığımız emanete daha güzel sahip çıkmalıyız. Gereğini çok daha iyi yapmalıyız, diye düşünüyorum.
Röportajı yapan Leyla ÖZEKŞİ POLAT
Yorum Yap