“Çömçe gelin ne ister? /Bir kaşıcık su ister /Ver Allahım ver! /Yağmur ile sel./Göbekli harman /Dertlere derman”

Çocuk oyunları tarihi, sosyo-kültürel-fizikî, teknolojik ortamda yaratılan, biçimlenen dinamik yaratılardır. Antik çağlardan günümüz sanal dünyasına ulaşan oyunlar bu sürecin en önemli göstergelerinden birisidir. Dünya üzerinde yaşayan birbirleriyle sürekli temas halinde olan toplumların birbirleriyle etkileşimleri, teknolojik gelişmeler sonucu sürekli değişir ve geniş coğrafyalara yayılırlar.

İngiliz araştırmacı Lady Alice B. Gomme’un belirttiği gibi, çocuklar büyüklere öykündüğünden onlardan gördüklerini yüzyıllar boyunca tutucu, yaratıcı ve saklayıcı güçleriyle günümüze kadar getirmişlerdir. İşte bu oyunlardan birisi geniş bir coğrafyada karşımıza çıkan yağmur yağdırma ritüelinin bir parçası olarak karşımıza çıkan çocuk oyunudur. Çeşitli yörelerde farklı adlarla bilinen oyunun şu adları sayılabilir. Bodi, bodi bostan, dodu, gode gode, göde göde, gelin gok, çomça gelin, çömçe gelin, kepçe gelin, çullu kadın, kepçe kadın, çalı gezme, çulla kepecik, dedule, dodole. Gaziantep’te ise yaygın olarak “çömçe gelin” veya “çömçeli gelin” adlarıyla bilinir, Suriye’ye yakın köylerde gelin gok” adıyla tanındığı tespit edilmiştir.

Genelde yağmur yağmasının istendiği -özellikle ilkbaharda havaların kurak gittiği- zamanlarda oynanması teşvik edilen oyunda eski inanç izlerimizin, “kuğurçak” (kokla), töz ve ongon kültünün izlerini görmek mümkündür. Kız erkek karışık, daha çok 7-14 yaşlarında çocukların yer aldığı oyun alanı kent veya kırsalda çocukların ulaşabildikleri geniş bir alan olur ancak oyunlar kent merkezinde çörten yani su oluğunun altında, kırsalda harman yerinde son bulur. Oyun aracı genelde büyük tahta kaşık, çömçedir. Kaşığa bir sopa bağlanarak kollar meydana getirilir. Kaşığın çukur tarafı ters çevrilerek beyaz bezden yüz yapılır, kale veya kömür parçası ile göz, kaş, burun, ağız çizilir. Üzerine genelde eski bir elbise giydirilir. Derlenen eski metinlerde bebeğin başının çiçeklerle, yapraklarla süslendiği belirtilmiştir.

Oyun çocuklardan biri ya da birkaçı tarafından başlatılır. Bebeği/kuklayı taşıyan çocuklar tarafından seçilen başçıl/lider, öksüz/yetim veya fakir, küçük bir çocuk olabilir. Çocuklar ellerinde çömçe gelin, dillerinde oyunun sözlü formülü/tekerlemesi ile kapı kapı dolaşırlar. Oyunun sözlü formülü söylenirken köfte leğençesine veya ayran tasına kaşıkla vurularak tempo tutulmakta yürüyüşte tempoya uyum sağlanır. Oyunun tekerlemesi ufak tefek farklar gösterebilir.

Çömçeli gelin ne ister?/Bir kaşıcık su ister/ Göğden (gökten) irahmet ister
Ver Allahım ver!../Yağmurunan (yağmur ile) sel /Kırk koyun kurban! /Derdlere derman!
Ver Allahım ver!../Ver Allahım ver!..

Çocukların geldiğini duyan veya çalınan kapıyı açanlar bebeğin üzerine su döker ve çocuklara yemek hazırlamaları için gerekli malzemeleri -yemeleri için yiyecekleri- verirler. Çocuklar oyun sonunda verilen malzemeler kendilerine yemek hazırlarlar. Yemek pilav veya köfte olabilir. Bazen büyükler çocukların yemek hazırlamalarına yardımcı olur. Hep birlikte yenilen yemekten sonra çocuklar şarkılar söyler, oyunlar oynayıp eğlenirler. Eğlenmenin, önemli bir görevi yerine getirmenin mutluğu bazen doğanın hediyesiyle, yağan yağmurla taçlanır.

Gaziantep yöresinde tespit edilen oyun yüzyıllık dönem içerisinde (1900-2000) değişime uğramıştır. Değişim 1950 öncesi ve sonrası olarak kabaca ayrılacak olursa şu tespitler yapılabilir. Örneğin; 1950’den önce derlenen oyunlarda bebeğin formu çok basittir. Haç şeklindeki ağaç parçası iple birbirine bağlanmakta, bez ve çaputlarla baş yapılmakta, kömürle göz, kaş, ağız çizilmektedir. 1950’den sonra derlenen metinlerde bebek bir sopanın ucuna bağlanan bez parçalarıyla hazırlanırken, bebeğin hazırlanmasında çoğunlukla çömçe denilen büyük tahta kaşık kullanıldığı görülmektedir. 1950’den önce derlenen en eski metinde bebeğin çiçek ve ağaç yapraklarıyla süslenmesinden söz edilmektedir. 1950’den önce kuklayı iki çocuk kuklayı kollarından tutmakta iken 1950’den sonra derlenen metinlerde çömçe gelinin çocuklar tarafından seçilen birisi tarafından elde bayrak gibi taşındığı görülmektedir. 1950’den önce derlenen metinlerde çocukların bir kısmı alayın önünde bir kısmı arkasında dağınık şekilde yürürken, 1950’den sonra bazı eş metinlerde çocukların daha sonra alayın arkasında düzenli bir şekilde bir yürüdükleri görülmektedir. Geçmiş yıllarda bir dönem eski kıyafetlerin giydirildiği bebeğin giyimine yeniden özen gösterilmeye başlanır. Oyunun son yıllarda derlenen eş metinlerinde çocuklara yemek hazırlamak için verilen malzemelerden başka evlerde bulunan kuruyemiş, börek, çörek, şeker çikolata gibi şeylerin ikram edildiği de görülür.

Çömçe gelin oyunu zaman içerisinde bağlamı yitirirken, kukla bebek yeni bir bağlamda karşımıza çıkmaktadır. Yörede “çömçe” denilen büyük kaşıkla hazırlanan bebek, küçük tahta kaşıklarla yapılmaya başlanır. Bebeklere güzel rengârenk yerel kıyafetler giydirilmiş, başlarına tozak ve tepelikler, boyunlarına kolyeler takılmıştır. Çömçe gelin artık bir başka oyunun parçası olmuştur. Yeni oyunda eski bağlamını yitirmiştir ama kukla bebek ve sözlü oyun formülü bağımsız olarak canlı bir şekilde yaşamaya devam etmektedir. Yağmur yağdığı zaman çocuklar diğer tekerlemelerin yanında oyunun sözlü formülünün hepsini olmasa da bir kısmını söylemekte “Çömçe gelin ne ister? Bir kaşıcık su ister…” diye bağırmayı sürdürmektedir. Sözlü kültürün sürekliğini gösteren en güzel örneklerden birisi olan “çömçe gelin” figürünün yıllar sonra başka bir ürünlerde ortaya çıkması için fazla beklemeye gerek kalmamıştır. Gaziantep’ten Halfeti ve Birecik’e düzenlenen turlarda baraj gölündeki tekne gezilerinin birinde çömçe gelin bize bir türkünün notalarının başını uzatabilir, türküde âşık genç sevgilisine “beni” çömçe gelin gibi kapı kapı dolaştırma” diye seslenebilir.

KAYNAKÇA:
And, Metin. Oyun ve Bügü, Türk Kültüründe Oyun Kavramı, YKY, İstanbul, 2007
Artun, Erman. Halk Bilimi, Kitabevi, İstanbul, 2005.
İnan, Abdülkadir. Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Yayınları, 6. Baskı, Ankara, 2006
Köylüoğlu Akten. Gaziantep merkez doğumlu-yazar.
Tokuz, Gonca. Gaziantep İlinde Çocuk Oyunları, ULUSLARARASI KIBATEK EDEBİYAT ŞÖLENİ, Türk Kültüründe Çocuk ve Çocuk Edebiyatı/Edebiyatta Çocuk”, 25 Eylül-1 Ekim 2009, Bodrum. (Yayınlanmamış Bildiri)
Tokuz, Gonca. Gaziantep Çocuk Oyunlarındaki Değişimin Sözlü ve Yazılı Kültür Bağlamında İncelenmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Günümüzde Çocuk Oyunlarında ve Oyuncaklarında Yaşanan Değişimler Sempozyumu, 9-10 Aralık 2010, Bildiriler Kitabı, Ankara, 2010.
Tokuz, Gonca. Gaziantep Çocuk Oyunları Üzerine Halk Bilimsel Bir İnceleme, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı , yüksek lisans tezi, 2011,
Tokuz, Gonca. (Editör). Bir Zamanlar Bizde Çocuktuk, Geleneksel Çocuk Oyunları ve Oyuncakları, Gaziantep Şahinbey Lions Kulübü, Gaziantep, 2014.
Ünler, Ali Nadi. Çömçe Gelin, Başpınar Aylık ve Edebiyat Kültür Mecmuası, s.36, Gaziantep, 1942, s.7.
Yener, Şakir Sabri. Çömçe Gelin, Gaziantep Kültür Dergisi, Cilt 4, Gaziantep,1961, s.61.

Paylaş: