OCAK AİLESİ’NİN MENSUBU MEHMET KÂMİL OCAK

Gaziantep günümüzde birçok açıdan dikkat çeken şehirlerin başında gelmektedir. Kültürü, tarihi, yemekleri, doğa güzellikleri ve özellikle de çalışkanlığıyla adından sıkça bahsedilir olmuştur. Birçok medeniyete, devlete ve kültüre ev sahipliği yapan Gaziantep, ilim ve ticaret alanındaki hareketliliğinin yanında devlet adamı yetiştirme noktasında da önemli bir geleneğe sahiptir. Böyle bir geleneğin oluşması için öncelikle şehir kültürünün var olması gerekir. Devletler ancak bir şehirleşmeyle/şehir kültürü ile ortaya çıkar, hayatını devam ettirir. Tam bu noktada Gaziantep de, tarihi süreçte tecrübe ettiği devlet yönetim adabının yerleştiği bir şehirdir. Memluklar, Dulkadiroğulları, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletlerine bu şehirden birçok devlet adamı yetişmiştir. Bedreddin Aynî, Mütercim Asım Efendi, Mehmet Tahir Münif Paşa, Ali Cenani, Ali İhsan Göğüş, Hasan Celal Güzel, Ayvaz Gökdemir ve bu yazımızın konusunu teşkil eden Mehmet Kâmil Ocak bilinen Gaziantepli devlet adamları olarak sayılabilirler.

Mehmet Kâmil Ocak’ın mensup olduğu Ocak ailesi Gaziantep’in önde gelen ailelerindendir. Ocak ailesinin üyeleri içerisinde devlet adamı, şair, mütefekkir yetişmiş; Gaziantep’te Mevlevîliği devam ettirmişlerdir. 1638 yılında Ayntâb Sancakbeyi Türkmen Mustafa Ağa b. Yusuf tarafından yaptırılan Ayntâb Mevlevihanesi’ne Mehmet Kâmil Ocak’ın büyük dedesi Şeyh Şaban Dede’nin soyundan gelenlerin postnişin olabilecekleri şart koşulmuştur. Şeyh Şaban Dede’den itibaren Mehmet Kâmil Ocak’ın aile silsilesi ve aynı zamanda Ayntâb Mevlevihanesi Mevlevi şeyhleri şu şekilde sıralanmaktadır: Mehmed Dede b. Şaban Dede’den (meşihat süresi 1638- 1678) sonra sırasıyla Mehmed Dede b. Mehmed Dede (1678- 1744), Feyzullah Dede b. Mehmed Dede (1744- 1768), Mehmed Dede b. Feyzullah Dede (1768- 1787), Mehmed Dede b. Mehmed Dede (1787- 1794), Feyzullah Dede b. Mehmed Dede (1794- 1846), İsmail Hakkı Dede b. Feyzullah Dede (1846- 1883), Mehmed Munip Dede b. Feyzullah Dede (1883- 1905), İsmail Hakkı Dede b. Mehmed Münip Dede (1905- 1918) ve Mustafa (Ocak) Dede b. Mehmed Münip Dede (1918- 1925).

Görüleceği üzere 1638 yılından itibaren kesintisiz olarak silsilesini takip edebildiğimiz Ocak ailesi; Gaziantep’te sözü geçen ve etkili bir ailedir. 1925 yılında Tekke, Zaviye Türbelerin Kapatılması kanunu kapsamında Gaziantep Mevlevihanesi kapatıldığında Mehmet Kâmil Ocak’ın babası Şeyh Mustafa Dede mevlevihanenin aynı zamanda son şeyhi olmuştur. Şeyh Mustafa Dede Antep Savunması’ndan önce Ayntâb Belediye Başkanlığı yaptığı 1914 yılında Mehmet Kâmil Ocak dünyaya gelir. Osmanlı Devleti’nin felaket yılları olan Birinci Dünya Savaşı sürecinde ve akabinde Antep Savunması’nda çocukluğu geçen Mehmet Kâmil Ocak fırtınalı bir dönemde hayata başlamıştır.

Cumhuriyet ilan edildiğinde Mehmet Kâmil Ocak, 9 yaşındadır. Babası Şeyh Mustafa Dede, oğlu Kâmil’in eğitimine ihtimam gösterir. İlk öğrenimini Gaziantep’te Sarı Mektep’te geçiren Kâmil Ocak, lisan öğrenmesi ve şehrine daha büyük hizmetler yapması açısından İstanbul’a Robert Kolej’e babası tarafından gönderilir. Şeyh Mustafa Dede, Kâmil Ocak’ın Robert Kolej’den mezun olduğunu göremez fakat orada aldığı eğitim ve birikimiyle memleketine, Gaziantep’e geri dönmesini vasiyet etmiştir. 1936 yılında Robert Kolej’den mezun olur, babasının vasiyeti üzerine birkaç yıl İstanbul’da Merkez Bankası’nda çalıştıktan sonra Gaziantep’e döner.

Mehmet Kâmil Ocak’ın spora merak ve eğilimi Robert Kolej yıllarında üst seviyede görülür. Basketbol’daki yeteneğine binaen millî takıma seçili ve 1936 yılında Berlin Olimpiyatları’nda ülkesini, Türkiye’yi temsil eder. Millî formayı giymek Mehmet Kâmil Ocak için büyük önem taşımaktadır. Sporun birçok alanına ilgi gösterir, destek verir. Amatör olarak futbolla da ilgilenir. Bu yıllarda Türkiye’de sporun rolüne ve gelişimine dair tecrübelerine artırır.

Ocak ailesinin mensubu olarak Gaziantep’te saygınlığı bulunan Mehmet Kâmil Ocak, memleketine döndükten sonra hemşehrilerine faydalı işler yapmak için gayret gösterir. 1948-1960 yılları arasında Güneydoğu Fıstık Tarım Satış Kooperatifi Genel Müdürlüğü’ne getirilir. Fıstık üretimine, satışına ve kullanımına dair önemli katkılarda bulunur. Antepfıstığı adının yerleşmesinde pek bilinmese de Mehmet Kâmil Ocak’ın büyük emeği vardır. Bu görevi sürdürürken bir yandan şehrin sorunlarıyla uğraşır ve Demokrat Parti saflarında aktif siyaset yapar. 1955-56 yıllarında kısa bir süreliğine Gaziantep Belediye Başkanlığı yapar. 1958 yılında Gaziantep Ticaret Borsası’nın kurucuları arasında yer alır.

1960 İhtilali gerçekleştiğinde Mehmet Kâmil Ocak ve ailesi sıkıntılı bir dönem geçirir. Bu dönemde yaşadığı baskı ve yıldırmalara rağmen durduğu noktadan taviz vermez. Mücadele eder. Nitekim 1961 yılında Adalet Partisi kurulur. Mehmet Kâmil Ocak, Gaziantep’te Adalet Partisi’nin teşkilatlanmasına öncülük eder ve Adalet Partisi’nin saflarına katılır. 1965 seçimlerinde Adalet Partisi’nden 13. Dönem Gaziantep Milletvekili olarak seçilir. 27 Ekim 1965’te kurulan Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu kabinede Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak görevlendirilir. Sıkıntılı geçen yılların ardından Mehmet Kâmil Ocak, spor alanındaki ideallerini gerçekleştirmek imkânı bulur. Türkiye’yi yurt dışında temsil eden tek spor bakanıdır.

Mehmet Kâmil Ocak göreve başladığında ülkenin dört bir yanında spor tesislerinin kurulmasına ve sporda akademik eğitime büyük önem verir. Sloganı “plan, alt yapı, tesis ve eğitim”dir. Bakanlığı döneminde bu dört temel üzerinde projeler gerçekleştirir. Futbolun birleştirici gücüne inandığını ifade eder. Anadolu takımlarının da profesyonel bir yapıda çalışmasının Türkiye’de futbolun kalitesini artıracağını ve her şehirde futbol kültürünün oluşmasına katkı sağlayacağını beyan ederek futbol kulüplerine destek verir. Bakanlığı döneminde çalışkanlığı ve görüşleriyle dikkat çeker.

Gaziantep sevdalısı olan Mehmet Kâmil Ocak kişilik olarak; uyumlu, sakin, çalışkan, birleştirici, disiplinli, cömert, Mevlevî terbiyesi gereği insana hürmetlidir. Sadece doğup büyüdüğü Gaziantep’e değil Türkiye’ye faydalı olmuş, çok yönlü bir kişiliğe sahipti. İngilizce ve Fransızcayı iyi derecede, Arapçayı orta derecede bilmekteydi. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi kökleri çok derin bir ve devlet terbiyesi olan bir aileden gelmekteydi.

Prof. Dr. Halil İbrahim YAKAR



Paylaş: