Mondros Mütarekesi’nden sonra İngilizler, petrol için Musul’u kontrol altına almak istemişlerdi. Bunun için Fransa’ya bıraktıkları Musul ve Suriye’nin bir kısmı ile birlikte İskenderun, Antep (17 Aralık 1918), Maraş ve Urfa (24 Mart 1919)’yı işgal etti. Ancak bir süre sonra İngiltere- Fransa arasındaki yapılan Suriye Antlaşması ile İngilizler 26 Ekim 1919’dan itibaren Antep’ten çekilmeye başladılar. 27-28 Ekim’de Fransızlar Ermenilerinde bulunduğu 200 kişilik bir birlikle şehri işgal ettiler. Fransız ordusundaki bazı Ermeni askerler ve yerli Ermeniler Müslüman halka karşı kışkırtma ve saldırılarda bulundular. Akyol Camii’ndeki Türk bayrağının Ermeni gençleri tarafından indirilmesi bunlardan sadece biriydi.

Bölgenin işgali ve Ermenilerin Fransızlarla birlikte yaptıkları faaliyetler Sivas Kongresi’nde gündeme geldi. Heyetitemsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa işgale uğrayan tüm Güneydoğu Anadolu ahalisine ve ilgili makamlara çektiği telgraflarla, Fransız işgalinin protesto edilmesini istedi. Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısı üzerine birçok bölgede işgali protesto mitingleri yapıldı ve protesto telgrafları çekildi. Bununla birlikte Mustafa Kemal Paşa, Antep ve Maraş bölgesinde Kuvayımilliye teşkilatını Heyetitemsiliye’ye bağlamak için 13 Ekim 1919’da Kılıç Ali Bey’i (Süleyman Asaf Emrullah 1888-1971) görevlendirdi. Kılıç Ali Bey, üç gün sonra görev bölgesine gitmek üzere Sivas’tan ayrıldı. Heyetitemsiliye, 3 Aralık’ta Kılıç Ali Bey’i Maraş-Ayıntap Havalisi Kuvayımilliye Kumandanlığına atadı. Burada halkın düşmana karşı hazırlanması ve Kuvayımilliye’nin örgütlenmesini sağladı. İlk olarak Elbistan’a gelerek, Yörük Selim ile birlikte Ermenilerin zararlı faaliyetlerine engel olmaya çalıştı. Kılıç Ali Bey, Elbistan, Maraş ve Pazarcık’ta Fransızlar ve Ermenilere karşı bazı tedbirler aldı. Maraş’ta düşmana karşı mücadele sürerken, Antep Millî teşkilatı, Maraş’a gönüllü askerler gönderiyor, hatta Fransızların Antep’ten Maraş’a gönderdikleri takviye kuvvetlerine yolda pusu kuruyordu.

Aslında Antep’te işgallere karşı direniş, Mondros Mütarekesi’nin hemen akabinde başlamıştı. İşgallerin başlangıcından itibaren 1895’te kurulan Maarif-i Milliye Cemiyeti, Antep Cemiyet-i İslamiyesi ismi altında halkı işgallere karşı örgütlemeye ve millî birliği sağlamaya çalışıyordu. Cemiyet-i İslamiye ilçelerde de örgütlenmişti. Sivas Kongresi kararları çerçevesinde tüm teşkilâtlar Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında birleştirilecek, Kılıç Ali Bey de bu cemiyetle birlikte hareket edecekti. Kılıç Ali Bey’in Antep’teki faaliyetleri Fransızlar tarafından yakından takip ediliyordu.

Ayrıca Antep’e yakın Birecik’te Askerlik Şube Başkanlığı yapan Ayıntaplı Mülazımısani Şahin Bey (Mehmet Sait 1877-1920) oradaki yerel halktan küçük birlikler kurmuştu. Bu birliklerle işgalcilere karşı mücadele etmekteydi. 28 Mart 1920 tarihinde Kilis yolu üzerinde Şahin Bey, Yarbay Andrea komutasındaki Fransız birliği tarafından şehit edildi. Bu durum Gaziantep ve çevresinde büyük bir üzüntüye sebep oldu.
Şahin Bey’in şehit olduğunu duyan Kılıç Ali Bey müfrezesi ile Antep civarına geldi. Antep’e gelen Kılıç Ali, doğrudan şehir merkezine gitmek yerine karargâhını şehrin yakınlarındaki Burç nahiyesine kurdu. Şehir içinde ufak çaplı çatışmalar artarak devam ediyordu. Ermeniler, çoğunlukta olduğu yerlerde Türklere saldırıyordu. Kılıç Ali, aynı topraklarda Türklerle birlikte yaşayan ve yıllardır birbirlerine komşuluk yapan Ermeni azınlığını uyarmak ve Fransızlara hizmet etmekten vazgeçirmek için bir beyanname yayınladı. Bu beyannamede kısaca; Antep’te yaşanan olaylardan ne Müslümanların ne de Ermenilerin sorumlu olduğunu, her iki halkın birbirleriyle düşman olmalarını gerektirecek neden bulunmadığını, herkesin dükkânlarını açmasını, işiyle meşgul olmasını istemiş ve huzuru bozanların din ve mezhep ayrımı olmadan şiddetle cezalandırılacağı uyarısını yaptı. Şehirde asayişi sağlamak için 6 Nisan 1920 günü iki papaz ile Ermeni ileri gelenlerinden oluşan bir heyeti, Fransızlara hizmet eden Ermeni işbirlikçilere gönderdi. Adı geçen heyet, Türklerle Ermeniler arasında silahlı çatışma olmaması için her iki taraftan teminat aldı. Fakat kısa bir süre sonra Ermeni toplumu sözünü tutmayarak, tekrar Müslümanlara saldırılara başladılar.

Bu arada Ermenilerin tarafsız kalmaları sağlanamadığı gibi Fransızların Antep’i kuşatmak için faaliyetleri de artarak devam ediyordu. Kılıç Ali Bey, 13. Kolordu Komutanı Cevdet Bey’in kendisine yardım etmediğini bildirerek, Mustafa Kemal Paşa’dan yardım istedi. Mustafa Kemal Paşa 3. Kolordu Komutanı Selahaddin Bey ile temasta olmasını emretti.
Tam bu günlerde yapılan seçimlerde, Kılıç Ali Bey, 4 Mayıs 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’ne Antep mebusu olarak seçildi. Daha sonra Yozgat bölgesinde çıkan Çapanoğlu isyanını bastırmak üzere müfrezesiyle birlikte Antep’ten ayrılarak Yozgat’a gitti. Kılıç Ali Bey’in Antep’ten ayrılması bölgedeki halk tarafından endişe ile karşılandı. Antep Heyetimerkeziye’si, Mustafa Kemal Paşa’ya ve Büyük Millet Meclisi’ne çektiği telgrafta, Kılıç Ali’nin Antep’teki vazifesinden ayrılmayarak bölgede kalmasını istemişlerdi. Kılıç Ali Bey’in Yozgat’a gitmesinden dolayı bu mümkün olmadı.

Kılıç Ali’nin Antep’te faaliyetleriyle ilgili kısa bir değerlendirme yapacak olursak, Antep’te Kılıç Ali Bey’den önce millî teşkilat tamamlanmış ve Kuvayımilliye ruhu canlanmıştı. Kılıç Ali Bey, Anteplilerle Heyetitemsiliye arasında önemli bir köprü olmuştur. Yani şehirde Heyetitemsiliye’nin etkisini artırmıştır. Kılıç Ali’nin önemli faaliyetlerinden biri de Ermeni ve Türk toplumları arasında uzlaşmayı sağlamaya yönelik girişimleridir. Buradaki görevi Kılıç Ali’nin hayatında çok önemli olmuştur. Çünkü 1920-1938 yılları arasında beş defa Antep milletvekili seçilmiştir. Bu şanlı müdafaanın gerçek kahramanı Antep’in kendi evlatlarıdır.
Bu olağanüstü müdafaa Büyük Millet Meclisi tarafından takdir edilerek 6 Şubat 1921’de şehre “Gazi” unvanı verilmiş ve bu kanun 8 Şubat’ta Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. On ay kadar devam eden Antep direnişi açlık ve cephanesizlik sebebi ile devam edememiştir. 1 Nisan 1920’de başlayan bu müdafaa, 9 Şubat 1921 tarihinde Fransızların şehri ele geçirmeleriyle son buldu. Antep Müdafaası’nda 6.000’den fazla vatan evladı şehit düşmüştür.

Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasından sonra Fransa, Büyük Millet Meclisi ile 20 Ekim 1921’de Ankara İtirafnamesini imzaladı. Bu antlaşma ile Büyük Millet Meclisi Hükûmeti bir Avrupa Devleti tarafından ilk kez tanınmış oldu. 25 Aralık 1921’de Fransızlar Antep’i boşalttılar. Bu tarih her sene Antep’in kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.

Paylaş: